1 Ağustos 2011 Pazartesi

meydanın son halinden görüntüler..


14.gün (21.07.2011)

Proje de sona yaklaşmanın heyecanı ile işlere sarılarak başlanan son gün yapılacak işler listesi oldukça uzundu. Zemin son halini alırken, oturma birimleri ve bahçe duvarı da sıvanarak kullanılabilir duruma getirildi.



Meydanın girişinde, girişi vurgulayacak aynı zamanda oturma birimi ve durak olarak öngörülen alanın üzerine gölgelik etkisi yaratacak olan örtü demir direklerine yerleştirildi.

Köylülüler arasında havuz isteyen ve istemeyenlerin olduğunu, pek çoğunun da su sesi istediği düşünülerek zeminle aynı yüzeyde tasarlanan fıskiyeler tüm meydan kullanıcılarına hitap edecek hale geldi.

Fıskiyelerin suyunu besleyecek olan havuzun üstünü örtecek olan beton kalıp dün dökülmüştü, bugün kalıplar sökülerek, kapak gerektiği şekilde kesildi. Kapak üzerinde doku etkisi yaratmak için kullanılan asma yapraklarının işe yaradığını görmek ise tüm mimar adaylarını mutlu etti.

Meydan içinde yer yer öngörülen yeşil alanların bugün bitkileri de dikilerek, projenin uygulanmasında son dokunuşlar yapılmaya başlandı.



Gün sonunda son akşam yemeği yenirken, herkesin gözlerinde proje de sona gelmenin mutluluğu, ayrılacak olmanın hüznü vardı. Canlı müzik eşliğinde yenilen yemek sonrasında sertifika törenine geçildi. Betonart koordinatörü Handan Kırımtay’ın konuşması ile başlayan sertifika töreninde belgelerini alan öğrenciler de betonarta katılmış olmalarından duydukları memnuniyeti dile getirdiler. Ardından müzik eşliğinde eğlence kısmına geçilerek, betonartın onuncu yılı çoşkuyla kutlanırken, on beş günün yorgunluğu da atıldı.

31 Temmuz 2011 Pazar

13.gün (20.07.2011)

Şantiyede yoğun iş temposu devam ediyor. Artık yapılan her bir iş ile projenin sonuna bir adım daha yaklaşmanın heyecanı herkesi sarmış durumda…

Havuz konstrüksiyonu dün yapılmıştı, bugün de zımparalanarak pas önleyici ile boyanması tamamlandı.




Havuzun üzerine yerleştirilecek betonun kalıbını çakan öğrenciler, zemine asma yaprakları yapıştırarak beton dökümünü yaprakların üzerine gerçekleştirdiler. Mevcutta bulunan asma ağacından ilham alınarak yapılan bu uygulama ile havuzun üzerindeki betonun, dokusu ile farklılaştırılması öngörüldü.



Bitkilendirme için bırakılan yeşil alanın etrafı tuğla duvar ile örülerek, kahve saçağı ile meydan arasında görsel bir ayrım gerçekleştirmek istenirken aynı zamanda buraya oturma birimi olarak kullanılması öngörüldü.

Meydanın girişine, dışarıdan araç girişini engellemek ve oturma birimi işlevini üstlenecek tuğladan birimler örüldü. Bu tuğla birimler yerdeki seramik dokunun içerisinden yükseltilerek, üzerlerine seramik konuldu. Bu şekilde ana konsept olan yeri şekillendirmek fikrine sadık kalınarak, yerin oturma birimlerini şekillendirdiği bir tasarım gerçekleştirilmiş oldu.


Tuvalet iç sıvası yapılarak, seramik döşenmesine hazır hale getirilirken, dükkanların boyaması da bitirildi.Yer seramiklerinin döşenmesi de tüm hızıyla devam ediyor.


Yoğun bir günün sonunda öğrenciler 1989 yılında Ağahan ödülü almış , 1971 yılında yapılmış Sedat Gürel evini ziyaret ettiler. Bir mimarın evini, onu titizlikle inşa ettirmiş oluşunu gören öğrenciler aynı zamanda yerel malzemenin kullanımına, araziye göre bir yerleşimin tasarlanışı, evin birimlerinin birbirinden açık alanlar ile ayrılması gibi farklı yaklaşımları görme fırsatı yakaladılar.




Ziyaretin ardından öğrenciler ve moderatörler bir çay bahçesinde oturarak sohbet ettiler. Tasarım sürecinden uygulama sürecine kadar bu on beş günlük sürecin değerlendirilmesi yapıldı.


12.gün (19.07.2011)


Meydan tüm hızıyla projeye göre uygulanırken her geçen gün biraz daha şekillenip, gözle görülüp, elle tutulur bir hal almaya başladı. Bugün artık tasarımın önemli adımlarından biri olan seramik döşendi. Seramiklerin alışılagelmiş şekilde döşenmesi yerine kahvenin önünün koyu renkli, dükkanların önünün açık renkli olarak başlayıp birbirlerine yaklaştıkları anda birbirleri içinde bu iki rengin eriyip karışarak yeri şekillendiren bir renk etkisi oluşturulması tasarımın önemli kararlarından biriydi.



Yer, bir taraftan beton ve seramik ile şekillenirken, diğer yandan yerdeki bu şekillendirme etkisini güçlendirecek olan duvarların boyaması da devam ediyordu. Astarları atılmış olan duvarlar yerel dokuya uygun olan beyaz renk ile boyanmaya başlandı.

Tuvalet iç duvarları örülürken, bir yandan da eski seramikler yerlerinden söküldü. Mevcut halinden değiştirilen tuvalet kapısının yeni yeri düzenlenerek örüldü. Verilen bir tasarım kararı ile ne kadar önemli bir iyileştirme yapılabileceğini görmek önemli bir deneyimdi.


Tuvalet artık meydanda doğrudan algılanmak yerine, ikinci planda algılanırken aynı zamanda meydana koku gelmesi de önlenmiş oldu. Burada bir mimarın verdiği tasarım kararları ile insanların konforuna ne kadar önemli değişiklikler getirebileceğini de öğrenciler deneyimlemiş oldu.


Havuzun demir konstrüksiyonu çakıldıktan sonra zımparalanarak anti pas ile boyandı.
Sona doğru yaklaşılırken, şantiye de işler hızlı ve birlikte ilerliyor.





Şantiye sonrasında Assos antik kenti gezmeye gidildi, burada MÖ. 6 yy a kadar uzanan bir yerleşmenin izleri ile karşılaşmak tüm herkesi heyecanlandırırken, taşın işlenmesinde ki ustalığa hayran kalındı. Assos taşı işlenmesi zor ama dayanımı oldukça yüksek bir taş, bu yüzden insan yiyen taş olarak adlandırılmış ve zamanında Assos antik kentinin önemli ihraçlarından bir tanesi imiş.



Assos sahilinde denize girerek serinleyen öğrenciler daha sonra sahil kenarında yemek yediler. Yemekte hep birlikte söylenen şarkılar, çalınan akerdion ile yoğun bir günün daha sonuna gelindi.




11.gün (18.07.2011)

Şantiyenin son günlerine girildiği için günlük iş planında daha fazla iş yer alıyor. Bugünün en önemli işi seramik kaplama yapılacak olan alanlara şap betonu dökülerek, düzlenmesi.



İşçiler şap atarken, öğrenciler de çimento taşıma, alanı sulama gibi görevlerde yer aldılar. Günün ikinci önemli işi ise, tasarımdaki en önemli çizgilerden birisi olan – 25 kotu basamağının kalıbının çakılarak, betonunun dökülmesi.









Beton dökülmesi sırasında, betonun yayılmasında ve mastarlanmasın da öğrenciler çalıştı. Ayrıca kotlar ölçülerek, uygulama projesine göre yapılıp yapılmadığı da kontrol edildi. Mevcut tuvalet için tasarımlarında iyileştirme öngören öğrenciler, bu iyileştirmeleri yapmak için çalışmaya başladı.




Tuvaletin kapısı yan duvardan açılırken, mevcutta bulunan kapısını da tuğla duvar örerek kapattılar. İç duvarlar da yeni tasarıma uygun seramik kaplanması için mevcutta bulunan kaplamalar balyoz yardımı ile kırıldı. Ayrıca çok temiz ve kullanılır durumda olmadıkları için vitrifiyelerin de yenilenmesine karar verildi. Fıskiye havuzunun dibine şap atılarak düzlendikten sonra, havuz üzerine demir konstrüksiyon yapıldı.


Demir konstrüksiyonun zımparalanması, pas önleyici ile boyanması gibi işleri yine öğrenciler üstlendi. Bitkilendirme yapılacak olan alanların toprak dolguları yapılarak, bitkilerin ekimine hazırlanmaya başlandı.


Şantiye de işler hızla ilerlerken öğrenciler sadece işlerin teknik detaylarını değil, aynı zamanda şantiye de ki bilek gücü, iş bölümü, koordinasyon ve kotların projeye uygunluğunun kontrol edilmesi gibi işlerin ne kadar önemli olduğunu da gördüler. Gün sonunda Çanakkale merkeze giden öğrenciler, çalıştıkları şehri tanıma, gezme fırsatı yakaladılar.